Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Ulusal Birlik Günü Anma Programı”nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 15 Temmuz ihanetinin 6. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, “Yakın tarihimizin bu en alçak darbe teşebbüsünde yaralılarımızdan daha sonra vefat edenlerle birlikte toplamda 252 kardeşimiz şehadetle şereflendi” sözlerini kullandı.
Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” şiirindeki “Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor/Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer” dizelerini seslendiren Erdoğan, her biri bu topraklar için toprağa düşmüş askerler kararında olan 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Erdoğan, şehitlerin, Hz. Peygambere komşu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Yine diliyoruz ki Rabbim şehitlerimizi, sevgili habibinin ‘livaül hamd’ ismiyle müsemma sancağı altında şereflendirsin. Bizi de onlarla bir arada şerefyap etsin. Bu ihanet teşebbüsü sırasında darbecilerin uçaklarına, helikopterlerine, tanklarına, silahlarına çıplak elleriyle karşı koyarken yaralanan gazilerimize sıhhat ve afiyet temenni ediyorum. Hak Teala bir daha milletimizi 15 Temmuz üzere imtihanlara tabi tutmasın. Evlatlarımızı kimse bizden koparmasın. Ülkemizi bu çeşit tehditlerle sınamasın.”
“SİNSİ OYUN 15 TEMMUZ GECESİ YERLE YEKSAN OLDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumların tarihlerinde asırlar uzunluğu unutulmayacak, jenerasyonlar uzunluğu lisandan lisana bir destan üzere anlatılacak dönüm noktaları olduğunu lisana getirerek, milletin 15 Temmuz’da yüreğindeki imandan aldığı güçle akşam güneş batarken başlayan darbe teşebbüsünü sabah güneşin doğuşuyla birlikte akamete uğratarak bir destan yazdığını kaydetti.
Erdoğan’ın, “Bu millet bu tıp destanları müellif mı?” kelamlarına iştirakçiler “Yazar” cevabını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yazdı, Allah’ın müsaadesiyle tekrar muharrir. Yaklaşık iki asırdır ayağa kalkmak istediği her periyotta bu milleti savaşla, bozgunculukla, darbeyle, vesayetle, terörle, siyasi istikrarsızlıkla, ekonomik krizle, toplumsal çatışmayla dizleri üzerine çökertenler hamdolsun bu kere tekrar başaramadılar. Farklı periyotlarda farklı kisveler altında sahnelenen sinsi oyun, 15 Temmuz gecesi milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan oldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür” dizelerini seslendirerek, şöyle konuştu:
“İşte artık altılı masaları var değil mi bunların. Bu altılı masada şehitlerimizin esamesi okunuyor mu Onların sıkıntısı diğer. Onlar PKK terör örgütüyle bir arada yürüyorlar. Yani Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te evet bizim Mehmedimize saldıranlarla, onların parlamentodaki uzantılarıyla bir arada el ele omuz omuza yürüyorlar.”
Erdoğan, artık önlerinde büyük bir hesap olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Balkan Harbi’yle üzerine çöreklenen kara bulutları, Çanakkale Zaferi’yle dağıtan milletimiz, ulusal uğraşla, şanla, erdemle dolu tarihine yeni bir halka eklemişti” dedi.
İlk değil, son devletin, Cumhuriyet’in ulusal iradenin üstünlüğü temeli üzerinde payidar olacağını 85 milyon daima birlikte 15 Temmuz gecesi dosta, düşmana bir kere daha ispatladıklarını vurgulayan Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak bu çabayı o gece nasıl ispatladılarsa bundan sonraki süreçte de motamot ispatlamaya devam edeceklerini lisana getirdi.
Erdoğan, bugün karşısındaki topluluğa bakarak “Türkiye aşkına” bir defa daha “Ya Allah bismillah Allahu ekber” dediklerini söz ederek, “Şu Saraçhane Meydanı’ndan tüm gönülleri titretiyorsak 15 Temmuz kıyamı sayesindedir” diye konuştu.
“15 Temmuz Demokrasi ve Ulusal Birlik Günü Anma Programı”na MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli de katıldı
Bu tabloyu görünce gençlik yıllarını hatırladığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Gençlik yıllarımda da yeniden bu meydanda biz evet 29 Mayısları kutlardık. 15 Temmuz o denli bir geceydi ki darbecilere karşı direnmek üzere meskenlerinden, iş yerlerinden, mahallelerinden harekete geçenlerin tamamı şehadeti göze alarak yola çıkmıştır. Kadın-erkek demeden, genç-yaşlı demeden yola çıkmışlardı. Hani birisi de akşam saat 23.00’te Yeşilköy Havalimanı’na gelmişti. ‘Haberim olsaydı ben de beklerdim.’ diye haber veriyor. FETÖ’cülerin denetimi altında, nezareti altında oradan nereye gidiyor Bakırköy Belediyesine gidiyor. Orada televizyon karşısında kahvesini yudumlarken evet, biz de havalimanına iniyoruz. Kaçta Saat 01.00’i birkaç dakika geçe. Ancak orada on binler vardı. On binler oradaydı. Bayan, erkek, genç, yaşlı oradaydı. Allah sizlerden razı olsun. Sizin ferasetiniz, sizin belagatiniz, Cumhur İttifakı olarak oradaki buluşmanız işte bunların canına ot tıkadı ve ne oldu Fazla sürmedi. Çabucak kaçıp gittiler. ‘Zafer inananlarındır’ dedik ve oradan elhamdülillah zaferle çıktık.”
”ÜLKEMİZİN BİR DAHA 15 TEMMUZ ÜZERE MUSİBETLERE MARUZ KALMAMASI İÇİN GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI SÜRDÜRECEĞİZ”
Erdoğan, bunun yalnızca İstanbul’da olmadığını, Ankara’da da bu türlü olduğunu tabir ederek, “Her ne kadar şehitlerimiz oldu lakin o şehitler, ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ diyenler kazandı. Şehitlerimizin anılarına bakıldığında tamamının da tıpkı şuur, birebir teslimiyet, birebir irade ve birebir kararlılıkla darbecilerin üzerine yürüdüklerini görüyoruz” biçiminde konuştu.
Buradan konuşurken birebir anda Ankara’da Kızılay başta olmak üzere ülke genelinde merasimler yapıldığını kaydeden Erdoğan, “Çünkü kalpler tıpkı anda atıyor. İşte bu buluşmanın ismi nedir Cumhur İttifakı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Saraçhane’deki şu art tarafımda olan süs havuzlarının lisanı olsa da o gece abdestsiz şehit olmamak için kendine uzanan elleri anlatsa. Boğaziçi Köprüsü’nün direklerinin lisanı olsa da darbecilerin vefat kusan namlularının üzerine gül bahçesine girer üzere atılan yiğitlerin kahramanlığını anlatsa. Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisinin lisanı olsa da üzerlerine bomba yağarken milletin vekillerinin, sizlerin emanetine nasıl sahip çıktıklarını, mevte nasıl meydan okuduklarını anlatsa, Genelkurmay Başkanlığı binasının taş duvarlarının lisanı olsa da darbeciler tankla, helikopterle, tüfekle, daima üzerlerine ateş ederken milletin asil evlatlarının onların karşısında nasıl korkusuzca durduğunu anlatsa. Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı bahçesinin lisanı olsa da darbeciler tarafından alçakça bombalanan kahraman polislerimizin yüreklerindeki hamaseti ve imanı anlatsa. Her karışı şehit kanlarıyla yoğurulmuş şu vatan topraklarının lisanı olsa da üzerinde yaşayan milyonların gözlerini kırpmadan sabaha kadar nasıl dua ettiklerini anlatsa. Ülkemizin kentlerindeki meydanların lisanı olsa da 27 gün süren demokrasi nöbetlerinde bir milletin istiklaline ve istikbaline nasıl dört elle sahip çıktığını anlatsa. Kısacası 15 Temmuz’la ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki en adil hakem ve en hoş hafıza olan tarih hepsini de hakkıyla kaydedecektir. Bizler tarihi yazan değil, yaşayan beşerler olarak elbette bu muhasebede hakkımıza düşen yerde duracak, hakkımızda verilen karara istek göstereceğiz. Ülkemizin bir daha 15 Temmuz üzere musibetlere, milletimizin bir daha esaret tehdidine maruz kalmaması için büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını kararlılıkla sürdüreceğiz.”
“DURMAK YOK, ÇOK ÇALIŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda eğitimden sıhhate, ulaşımdan güce, endüstriden spora, her alanda kazandırdıkları güçlü altyapının üzerinde Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 iktisadından biri haline getirmek için var güçleriyle çalışacaklarını lisana getirdi.
İstanbul’da bir sel afetinin yaşandığını hatırlatan Erdoğan, “Peki sel afetinde sanki sorumluları neredeydi Tıpkı biçimde Ankara’da neredeydi Kardeşlerim bunların hesabını 2023’te sandıklarda sormaya var mıyız Ama durmak yok, çok çalışacağız. Cumhur İttifakı olarak bu hesabı sormaya hazır mıyız Problem bu. Zira bizim soracak hesabımız var” formunda konuştu.
Erdoğan, demokrasi ve kalkınma ihtilallerinin en büyük şahidinin İstanbul olduğunu lisana getirerek, Türkiye’yi 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla muasır medeniyet düzeyinin üzerine çıkarma gayelerinden en küçük bir taviz vermeyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümünü, genç devletin bir asrını geride bırakmanın ötesinde üç kıta, yedi iklimi kuşatan medeniyet davalarının inkişafının da sembolü haline getireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Buna hazır mıyız Dünyadaki siyasi ve ekonomik güç odaklarının tekrar yapılandığı bir devirde, ülkemizi bir defa daha oyun dışında bırakmak isteyenlere, aradıkları fırsatı kendi ellerimizle sunmayacağız. Artık hazır mısınız Bir olacağız, iri olacağız, canlı olacağız, kardeş olacağız, daima birlikte Türkiye olacağız. Kardeşlerim, 2023 imtihanını da muvaffakiyetle vererek, bu kutlu menzile yanlışsız yolumuza devam edeceğiz, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla. Ben sizin bu imanınıza, bu inancınıza, bu kararlılığınıza güveniyorum. Rabbim bizleri bu yolda daim eylesin. Bunun için artık o denli bir ses verelim ki doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyada duymayan kimse kalmasın. Yalnızca duymakla kalmasınlar, dostlarımız sevinçten, düşmanlarımız kaygıdan tüm hücreleriyle titresinler.”
“15 TEMMUZ GECESİ SON KELAMI TOP TÜFEK DEĞİL İMAN BELİRLEDİ”
Vatandaşlara “Rabia’ya hazır mıyız” diye soran Erdoğan, “Gür sada ile tek millet. Biz hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun 85 milyon tek milletiz. İki, tek bayrak. Bizim tek bayrağımız, rengini şehitlerimizin kanından alan şu ay yıldızlı al bayrağımızdır. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrelik vatan topraklarının tek bir karışına dahi göz dikenin gözünü çıkartırız. Dört, tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışında bir devletimiz yoktur. Aksini tez edenlerin başını ezmek de boynumuzun borcudur. Her kim bu 4 prensipten rahatsızsa dönüp, evvel kendini, onunla birlikte ülkesi ve milletine aidiyetini sorgulamalıdır. Her kim bu 4 prensibe gönülden bağlıysa, bizim ezeli ve ebedi yoldaşımızdır, kardeşimizdir, mukadderat arkadaşımızdır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi son kelamı top tüfek değil, imanın belirlediğinin görüldüğüne dikkati çekerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Yürek belirler, inanç belirler. 15 Temmuz gecesi gördük ki, güneş batınca, üzerimize çöken karanlığın kararı, sonraki sabah tekrar güneş doğana kadardır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, yuları hainin elinde olanın büründüğü kisve ne olursa olsun gün doğduğunda gerçek yüzü kesinlikle ortaya çıkmaktadır. 15 Temmuz gecesi gördük ki, asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır. Cetlerimiz bu türlü demiş. Bu milletin kodlarını en âlâ bilenlerdir. Rabbime beni, bizi, bu türlü bir milletin evladı olarak yarattığı için binlerce kere hamdediyorum. Rabbime, bizlere bu türlü bir millete hizmet etme imkanı verdiği için binlerce sefer hamdediyorum. Rabbime bizi bu türlü bir milletle 15 Temmuz üzere bir imtihandan geçirdiği için, bize bu türlü yoldaşlar nasip ettiği için binlerce kere hamdediyorum. Kardeşlerim, sizleri Allah için çok seviyorum. Hiç telaşınız olmasın, dik durduk, dik duracağız lakin dikleşmeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma çabasındaki periyotlarının asla unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Rahmetli Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti’nin iktidarıyla açtıkları çığır bu dönüm noktalarından biridir. Tıpkı biçimde merhum Özal’ın 12 Eylül’ün akabinde ülkemize kendi tabiriyle, çağ atlatmak için başlattığı atak bu dönüm noktalarından biridir. Birebir halde merhum Erbakan’ın, birebir biçimde merhum Türkeş’in attıkları adımlar işte bizim de izini sürdüğümüz adımlardır. 20 yıldır ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerde elbette bu dönüm noktalarından biridir” halinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılından beri verdikleri çok istikametli gayretin yerinin başka olduğunu lisana getirerek, şunları kaydetti:
“Şu gerçekleri asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Seyahat olaylarının sebebi asla ağaç ve etraf hassasiyeti değildir. 17/25 Aralık, yargı emniyet darbe teşebbüsünün sebebi asla hukuk, adalet arayışı değildir. Çukur aksiyonlarının sebebi, asla yasal hak talebi değildir. Sonlarımızı taciz eden DEAŞ’ın ve PKK, PYD’nin akınlarının sebebi asla natürel süreçler de değildi. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün sebebi asla ülkenin ve milletin çıkarları değildir. Türk iktisadını mahvetme tehditleriyle başlatılan finans saldırısının sebebi asla faiz, kur hesabı değildir. Uzunca bir müddettir çabucak her alanda maruz kaldığımız siyasi ve ekonomik ambargoların, kuşatmaların, tuzakların sebebi asla demokrasimizi müdafaa gayesi değildir. Bugün hala vermekte olduğumuz çabanın de hiçbir kurala, kurala, teoriye, ahlaki ölçüye uyan bir tarafı yoktur. Tahammül edilemeyen Cumhur İttifakı değildir, asıl tahammül edilemeyen, Türk milletinin kendi iradesine sahip çıkması, kendi maksatlarına kilitlenmiş olmasıdır.”
Erdoğan, tahammül edilemeyenin şahsında sembolleştirilen, ülkenin yöneticileri olmadığını belirterek, “Asıl tahammül edilemeyen, Türkiye’nin son iki asırdır ayağına vurulan prangalardan kurtularak özgürce kendi istikametine yönelmesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bakmayın günlük siyasi çıkarlar uğruna binbir palavrayla, iftirayla, çarpıtmayla bu gerçeklerin üzerini örtmeye çalışanlara. Aslında onlar da biliyor neyin ne olduğunu, kimin ne yaptığını lakin kimi nefsine yenildiği, kimi tıyneti bozuk olduğu, kimi göbekten bir yerlere bağlı bulunduğu için tatava yapıyor, maval okuyor, safsatayla gerçekleri örtmeye çalışıyor. Üstelik bu tiyatroyu da en sakil bir formda sergiliyorlar” sözlerini kullandı.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe teşebbüsüne ait “Bu bir tiyatroydu” dediğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
“252 şehidimizin olduğu bu gelişmeyi bir tiyatro olarak pahalandırıyor. Ben artık soruyorum. FETÖ’ye rahmet okutanlar var. Ya daha ne olacak 252 şehidimiz var. 2 bin 200’ü aşkın gazimiz var. Hala FETÖ’ye rahmet okuyanlar var. Kusura bakmasınlar. Neyin ne olduğunun şahidi 15 Temmuz gecesidir. Ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir fikir üretmeden, hiçbir program, proje, plan geliştirmeden, hiçbir samimi efor göstermeden yalnızca laf salatasıyla insanların hislerini istismar edemezsiniz.”
“YÖNLERİNİ MİLLETİMİZE DÖNMÜŞ OLSALAR GERÇEKLERİ GÖRECEKLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı büyükelçilerden gelecek talimatlara nazaran siyasetlerini şekillendirenlerin, kampanya dozunu ayarlayanların bu topraklara ilişkin olamayacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Her fırsatta ülkesini yabancılara kötüleyerek şimdiden bu dayanağın hakkını vermeye çalışandan bu millete hayır gelmez. Halbuki istikametlerini Avrupa’ya, Amerika’ya değil de milletimize dönmüş olsalar şu gerçekleri onlar da görecekler. Türkiye terörle gayret ederken teröristin sırtını sıvazlayandan devlet adamı olmaz. Beşerler canı değerine darbeye direnirken hainlerle anlaşıp kaçacak delik arayanlardan siyasetçi olmaz. 15 Temmuz’a şöyle ağız dolusu ‘bir darbe girişimidir’ diyemeyenlerden milletin adamı olmaz. FETÖ’cüsünden PKK’lısına kadar kamudan temizlenmiş terör örgütü mensuplarına mavi boncuk dağıtanlardan siyasetçi olmaz.”
“BU SON NATO TEPESİNDE, YPG’Yİ, PYD’Yİ, FETÖ’YÜ NATO’NUN KAYITLARINA GİRDİK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “FETÖ, terör örgütü olarak milletlerarası kayıtlarda var mıydı Yoktu. Yalnızca PKK, Avrupa Birliği kayıtlarında vardı. Bu son NATO tepesinde, YPG’yi, PYD’yi, FETÖ’yü NATO’nun kayıtlarına girdik. Dedik ki ‘Bu bizim kırmızı çizgimizdir. FETÖ’yü buraya terör örgütü olarak gireceksiniz. PYD’yi gireceksiniz, YPG’yi gireceksiniz. Aksi takdirde bizden ‘olur’ alamazsınız.’ Ve girdiler. Olay bu” diye konuştu.
Türkiye’nin güney sonları boyunca kurmakta olduğu güvenlik koridorunu sabote edenlerden yerli ve ulusal şahsiyet çıkmayacağının altını çizen Erdoğan, “Bay Kemal, işi gücü güneyde, hudut uzunluklarında. Ekonomimize yönelik tehditler karşısında uygulamaya geçirdiğimiz programın hikmetini anlamaya çalışmayanlardan dirayet sahibi yönetici olmaz. Dünya siyasi ve ekonomik krizlerle, güvenlik tehditleriyle boğuşurken, Türkiye’nin kendini konumlandırdığı güçlü yeri görmezden gelenlerden feraset beklenemez. Evet. Yerli ve ulusal olmayanlardan bu ülkeye hayır gelmeyeceğini en düzgün milletimiz bilir. Siz bilirsiniz siz. Siz takdir edersiniz” sözlerini kullandı.
KYK BORCU AÇIKLAMASI
Erdoğan, hiç elbet, bunları söylerken hakikatlere gözlerini de kapamadıklarını, yaşadıkları başka problemlerin, global ve bölgesel krizlerin olumsuzluklarının elbette kendilerini de etkilediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Hayat pahalılığı başta olmak üzere elbette insanlarımızı ıstıraba düşüren gelişmeler yaşıyoruz. Lakin şundan emin olunuz ki omuzlarımıza binen hiçbir yük kalıcı değildir. Hiçbir sıkıntımız tahlilsiz değildir. Son vakitlerde Bay Kemal çıkmış, üniversiteli gençlerimizin KYK’yla ilgili, onların aldıkları burslarla ilgili onlara faiz yükü bindiriyormuşuz. Yahu faizin en büyük düşmanı biziz. Allah nasip ederse birinci kabine toplantımızda bu hususla ilgili açıklamayı kabine toplantımızdan sonra yapacağız. Biz gençlerimizi faize kurban etmeyiz. Hatta hatta daha ileri gidiyorum, enflasyona da kurban etmeyiz. Biz çalışmamızı yapıyoruz ve kabine toplantımızdan sonra da gerekli açıklamayı yapacağım. Milletimizin dertlerini da ülkemizin imkanlarını da en güzel biz biliyoruz Bay Kemal, biz. Ya misyona geldiğimiz vakit öğrencilerin aldığı burs neydi 45 liracıktı Bay Kemal. Harç harç. Bu harcı kaldıran kimdi Biz kaldırdık. Şu anda harç diye bir şey kaldı mı Yok. Bir müddet evvel iktisatta önceliğimizi milletimizin işine, aşına vererek kritik bir tercihte bulunduk. Hamdolsun bugün 31 milyona yaklaşan istihdamımızla, harıl harıl çalışan sanayimizle, yıllık 250 milyar dolara yaklaşan ihracatımızla kesintisiz büyüyen bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Global güç ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar duruldukça, enflasyonu denetim altına aldıkça bu tablonun hoşluğu daha da düzgün anlaşılacaktır.”
“BİZ KADİM BİR DAVANIN HİZMETKARLARIYIZ”
Erdoğan, nasıl 15 Temmuz gecesi darbeci hainlerin heveslerini kursaklarında bıraktılarsa, yakın bir gelecekte de ekonomik tetikçileri birebir akıbete düçar edeceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şimdi hazır olun. Kâfi ki gayelerimizden kopmayalım. Kâfi ki elimizdekilerin değerini bilelim. Kâfi ki kazanımlarımıza sahip çıkalım. Kâfi ki bozguncuların oyunlarına gelmeyelim. Kâfi ki çalışalım, çabalayalım, azmedelim, sabredelim. Bunları yapabildiğimizde gerisi nitekim çok kolaydır. Aslında onların korktuğu da Türkiye’nin 2023’te bunu başaracak olmasıdır. Bundan çok korkuyorlar. Türkiye’yi bugün durduramazlarsa önümüzdeki yarım asır, bir asır boyunca artık tıpkı fırsatı tekrar yakalayamayacaklarını çok düzgün biliyorlar.”
2023 amaçlarına ulaşacaklarını, 2053 vizyonunu da hayata geçireceklerini, 2071’de bin yıllık zaferlerini de kutlayacaklarını lisana getiren Erdoğan, “Kardeşlerim, zira biz Türkiye’yiz. Zira biz, Türk milletiyiz. Zira biz, kadim bir davanın hizmetkarlarıyız. Zira biz, ardında yüz milyonların duası, yanında 85 milyon kardeşi, önünde aydınlık bir yolu olan bir takımız. Gerektiğinde yedi düvele meydan okuyarak, gerektiğinde taşlı, dikenli, mayınlı yollardan geçerek, gerektiğinde alın terimizi akıtarak, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak, gerektiğinde kalbimizi açarak, hülasaten ülke ve millet olarak bize büyük fedakarlıklar ve çabalarla geldiğimiz bu noktadan geriye dönüş yoktur” diye konuştu.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASINI KESİNLİKLE TAMAMLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın tarihi zaferlerine işaret ederek, şunları söyledi:
“Ecdadımız Sultan Alparslan, Anadolu’nun kapılarına dayandığında ‘Ya muzaffer olur, gayeme ulaşırım. Ya şehit olur, cennete giderim’ demişti. Ecdadımız Fatih Sultan Mehmet, ‘Ey İstanbul, ya ben seni alırım ya sen beni alırsın’ demişti. Ecdadımız Yıldırım Beyazıt ‘Yenileceğinden korkan hep yenilir’ demişti. Ecdadımız Abdülhamit Han ‘Bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir’ demişti. İstiklal Harbi’mizin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ‘Ya istiklal ya vefat.’ demişti. Biz de bugün burada büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını kesinlikle tamamlayacağız diyoruz. Şehitlerimize haklarını fakat bu halde helal ettirebiliriz.”
15 Temmuz kahramanları başta olmak üzere cümle şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, “Fakat Cumhur İttifakı olarak sizler bu yaz mevsiminde bizi burada yalnız bırakmadınız. Daima birlikte burada 6’ncı yıl dönümünde birlikte olduk. Artık önümüzdeki yıl malum seçimler var. Çok çalışacağız. Çok uğraş edeceğiz. Buna tam manasıyla hazırız değil mi Kapı kapı dolaşmaya varız değil mi Cumhur İttifakı’nın inşallah bu seçimlerden zaferle çıkacağına ben inanıyorum” dedi.
News
