Lille’den dönem başında ayrılarak Fortuna Sittard’ın yolunu tutan ve 3 ayda Hollanda Ligi’nde en çok konuşulan isimlerden biri olan Burak Yılmaz, ESPN Hollanda’ya açıklamalar yaptı.
Hollanda’da oynama sebebini açıklayan Burak, “Hollanda Ligi’nde güçlü bir rekabet var. Burada herkes futbol oynamaya çalışıyor, bu çok pahalı bir şey. Yalnızca savunma yapan yahut bir puan kazanmak için oynamak üzere olumsuz görüşe sahip bir ekip yok. Kadrolar futbol oynamaya çalışıyor, bu çok hoş bir şey. Hollanda’yı çok şey öğrenmek için seçtim. Benim için Hollanda tıpkı Brezilya üzere bir futbol ülkesi. Antrenör olma hevesim var ve bu bakış açısıyla Hollanda’ya geldim, öğrenmek için buradayım. Hollanda ekolünden bir şeyler öğrenmek için buradayım. Düzgün ya da makûs herkes burada futbol oynamaya çalışıyor. Bu yüzden buraya gelmekle çok yeterli bir karar verdiğimi düşünüyorum.” dedi.
ARAMIZDA SORUN YOKTU
Görevinden ayrılan teknik yönetici Sjors Ultee ile sıkıntılar yaşadığı tezlerine da cevap veren Burak Yılmaz, “Aramızda bir sorun olduğunu hiç düşünmemiştim. Doğal ki onun yahut etrafındakilerin bu hususta ne söylediğini bilmiyorum fakat onunla makus bir tecrübem olmadı. Artık yolda yürüdüğünü görsem, masraf ona sarılırdım. Ayrılığı büsbütün kulüp idare heyeti tarafından alınmış bir karar. Sonuçta ben burada yalnızca bir oyuncuyum. Üstümde lider, teknik yönetici var, bu işin sorumluları bunlar. Benimle ilgisi olmayan ve futbolda olan bir karardır. Fakat 3 maçta 10 gol yedik, üçünü de kaybettik. Bu istatistik kararda mutlaka rol oynamıştır. Sjors yetenekli, genç bir antrenör ve hırsları var. Bugün Sittard’da işe yaramadı, yarın muhtemelen mesleğinde yeni bir meydan okuma olacak ve ona bu bahiste çok muvaffakiyetler diliyorum.” biçiminde konuştu.
KADRO KURDU MU? PRİM İDDİALARI
Hakkındaki Ultee’yle tartışma tezlerinin yanı sıra ekibe cebinden prim verdiği söylentilerine de yanıt veren deneyimli golcü, “Burada hiç takım yapmadım. İnsanların bunu tez etmesi çok ayıp. Bu söylenenler antrenör takımına karşı da çok büyük saygısızlık. Bu argümanlara çok üzüldüm. Primden bile bahsettiler, bu da çok utanç verici. Kendi cebimden mi? Bu lidere karşı, teknik yöneticiye karşı da ayıp ve çok utanç verici. Keşke bu türlü kıssalar uydurulmasaydı ve muhakkak söyleyebilirim ki bu her iki sav da palavradır, yoktan var edildi. Fakat muhtemelen her şeye yanıt veremem, ‘Bu hakikat değil, bu gerçek değil’ demeye devam edemem. Bu bir palavra. Ben yalnızca bir Fortuna Sittard oyuncusuyum.” tabirlerini kullandı.
OTOBÜSTE TARTIŞMA OLAYI DOĞRU
Burak Yılmaz, grup otobüsünde teknik heyetten biriyle tartışlarını da “Ama bir tartışma olayı var, o yanlışsız. Yüzde yüz gerçek. Ancak o insanların başındaki üzere bir saygısızlık ortamında birbirimize makus kelamlar söylediğimiz bir olay olmadı. Karşılıklı olarak sesler biraz yükseldi. Bunlar da çok olağan şeylerdir futbolda. Bu tartışmayla ilgili en büyük sorun, bu olayın oyuncu otobüsünün dışına çıkmasıdır. Bunu yazan gazetecileri anlıyorum, zira bu haber ve onların işi. Lakin medyaya yansıdığı ve otobüste kalmadığı için hayal kırıklığına uğradım zira biz bir aileyiz. Gerçekleşen tartışma çoktan unutuldu ve affedildi, burada her gün birlikte uygun çalışıyoruz. Lakin yarın öbür bir tartışma olabilir, o da futbolun içinde var. Fakat ‘İlk 11’i Burak yapıyor ya da Burak prim dağıtıyor’ üzere şeyler çok çok ayıp” tabirleriyle doğruladı.
TOP TOPLAYICI ÇOCUKLA YAŞANANLAR
Top toplayıcı çocukla yaşadığı olay Hollanda basınında büyük reaksiyon çekmesine de karşılık veren Burak, “Heerenveen’de bir top toplayıcı çocuktan topu biraz sert aldım, son dakika , 2-1 gerideyiz, gol atmalıyız. Top toplayıcı çocuk yüzünde geniş bir gülümsemeyle bana bakıyor ve topu vermiyor. Aslında o topu bana atmalıydı. O misyonunu yapmadı. Burak’ın top toplayıcı çocuğa saygısız davrandığını söylüyorlar ancak o çocuğun oradaki vazifesi topu bana atmak. Lakin atmıyor ve yüzüme gülüyor, son dakika ve gol atmamız gerekiyor. Bu öfke ve gerilimle topu biraz daha sert alıyorum ve hatalı benim. O çocuğa saygısızlık olup olmadığını ben söyleyemem fakat olayın biraz da o çocukla ilgili olması gerekmez mi? Ancak bu tenkide hürmet duyuyorum, benim kalibremde bir oyuncu tahminen de bunu yapmamalı. Fransa’ya gittim, Çin’e gittim ve artık Hollanda’dayım. Asla değişmem, hiç değişmedim. Alanda her vakit agresif bir Burak’ın kazanmak için elinden gelen her şeyi yaptığını ve her şeyi veren bir Burak’ı görürsünüz. Lakin saha dışında bu Burak, sakin, her soruya açık” dedi.
TÜRK KÜLTÜRÜ İLE FARK VAR
Türk kültürü ile Hollanda kültürü ortasındaki farklardan da bahseden deneyimli yıldız şunları söyledi:
“Kültürler ortasında büyük bir fark var. Hollanda’da futbolu daha çok bir oyun olarak görüyorlar. Zevk alıyorlar, hoş şeyleri görüyorlar. Maçtan sonra alandaki sonucu hesaba katmadan burada oyuncular konutunda rahat olabiliyor. Bunun artıları ve eksileri var.
Soyunma odasında dediğim üzere bunu daha çok oyun, hatta biraz da hobi olarak görüyorlar. Hobi biraz fazla ağır gelebilir fakat kazanmak ya da kaybetmek burada dünyanın sonu değil, diyelim. Bu, insanların burada ne kadar özgür ve kendinden emin olduklarını gösteriyor. Türkiye’de ise tam karşıtı. Hayat, maçları kazanmak yahut kaybetmekle irtibatlıdır. Kaybedersen dünyanın sonu, kazanırsan kral olursun. Burada muhakkak bir istikrar var ve bu grup üzerinde olumlu bir tesire sahip”
News
