Bakan Çavuşoğlu’ndan Yunanistan’a: Eğreti ata binen çabuk iner

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TVNET'te katıldığı canlı yayında, gündeme ait soruları yanıtladı.

Yunanistan'ın son periyotta Türkiye'ye yönelik provokatif aksiyonlarına ait soruya Çavuşoğlu, "Yunanistan, şu anda Türkiye'nin yalnızca bölgesel değil global bir aktör olmasından çok rahatsız" karşılığını verdi.

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın, Doğu Ege adalarının gayriaskeri statüsünü ihlal ettiğine ve Türkiye'nin BM'ye gönderdiği mektuplardan sonra çok paniklediğine dikkati çekerek "Yunanistan'a diyorum ki; "Gel, kendine güveniyorsan milleti de kandırma, palavra söyleme. Bu silahsızlandırılmış adaların statüsüyle ilgili Milletlerarası Adalet Divanının yargı yetkisine koyduğun rezervi kaldır" tabirini kullandı.

Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı kışkırtıcı aksiyonlara giriştiğini anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"AB içinde bir birlik ve beraberlik var, Türkiye'ye yönelik yaptırımları da çabucak hayata geçirelim.' peşinde. Ancak Yunanistan'a şunu söylüyoruz; 'Eğreti cet binen çabuk iner ya da çabuk düşer.' O denli 'Benim ardımda ABD var, benim ardımda AB var, ben istediğimi yaparım.' dersen, ona biz 'Kalimera.' deriz. Yani 'Günaydın.' deriz. 'Uyan o hayalden. Bunların hiçbir yararı olmaz. Kimse senin gerinde durmaz.

Şurada yanı başında güçlü bir Türkiye var. Bu nefret, hazımsızlık, kin... Türkiye'nin Anadolu topraklarını işgal etmeye kalktın, edemedin. Denize döktük. Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Türk milleti o vakit birleşti, denize döktü kardeşim seni. Sen onu hazmedememişsin, her platformda hala Türkiye düşmanlığı yapıyorsun. Meğer Türkiye, güçlü bir ülke. Türkiye ile yeterli geçin, milletlerarası hukuka uy."

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın milletlerarası hukuka muhalif formda bilhassa hava alanı konusunda ihlallerde bulunduğuna işaret ederek "Bu sefer biz misliyle karşılık veriyoruz. Alanda, denizde, karada her türlü adımına karşı ziyadesiyle karşılık da veriyoruz" dedi.

"ABD'NİN İSTİKRAR SİYASETİNE DÖNMESİ LAZIM"

ABD'nin Yunanistan'a dayanağına ait bir soru üzerine Çavuşoğlu, "ABD'nin terazisi bozuldu. İstikrar terazisi bozuldu. Daha evvel Kıbrıs'ta da istikrarlıydı, Yunanistan-Türkiye ilgilerinde de istikrarlıydı. 'Belli lobileri keyifli edeceğiz' diye ABD'nin terazisini bozması son derece yanlıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, ABD'nin bu tavrının Yunanistan'a da yararı olmadığının altını çizerek şunları kaydetti:

"Yunanistan'daki ABD Büyükelçisi bilsin ki, Atina'daki Büyükelçi, bu işlerin ne ABD'ye yararı olur ne Yunanistan'a yararı olur. Kıbrıs'ta da olmaz. Biz ne olursa olsun, kim olursa olsun, dünya da karşımıza dikilse çıkarlarımızı korumak zorundayız, koruyacağız da. Kıbrıs Türklerinin haklarını da koruyacağız, kendi çıkarlarımızı da koruyacağız."

ABD'nin kararı karşısında Türkiye'nin gerekeni yapacağının altını çizen Çavuşoğlu, "ABD, burada önemli bir biçimde kusur içinde. İstikrar siyasetine dönmesi lazım. Müttefikler ortasında da ABD'nin taraf tutmaması lazım." diye konuştu.

"SÖZDE DEĞİL ÖZDE MÜTTEFİK İSTİYORUZ"

Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinde Türkiye ile ilgilerine dair soru üzerine Çavuşoğlu, tüm zorluklara karşın bu iki ülkeyle Türkiye'nin bağlarının âlâ olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, "Bizim itirazımız, o iki ülkenin NATO üyeliğine. İkili ilgilerimizi kesmiş değiliz." dedi.

Çavuşoğlu, kelam konusu ülkelerin NATO üyeliklerine ait oluşturulan sisteme dikkati çekerek İsveç'ten bir heyetin Türkiye'ye geldiğini, Finlandiya heyetinin de Türkiye'ye geleceğini söyledi.

Temasların devam ettiğini lakin bu iki ülke tarafından Türkiye'nin terörle ilgili beklentilerine yönelik bir adım atılmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz, kelamda değil özde müttefik istiyoruz. Teröre dayanak veren ülkeler özde müttefik olamaz. Zati NATO içinde gereğince kelamda müttefikimiz var. O yüzden yeni kelamda müttefik istemiyoruz. Özde müttefik istiyoruz." tabirlerini kullandı.

"BUNLARI ÇAY İÇERKEN ÖVÜNELİM DİYE YAPMIYORUZ Kİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin Lideri ile de görüşme yoluna gidebiliriz." kelamının hayli açık olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz Suriye'de kan dökülmesini istemiyoruz. Maalesef 11 yıldır kan dökülüyor." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin YPG/PKK terör örgütüne yönelik terörle çabasını devam ettireceğinin altını çizerek "Biz bu kadar savunma endüstrisi yatırımı yapıyoruz. Bu kadar askerimizi, polisimizi, jandarmamızı güçlendiriyoruz. Bunları çay içerken övünelim diye yapmıyoruz ki. Türkiye'ye yönelik tehditleri bertaraf etmek için." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin Suriye'de YPG/PKK'ya karşı operasyonlarının, Suriye'nin hudut ve toprak bütünlüğünü destekleyici adımlar olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Suriye'de kalıcı bir istikrar için muhalefetle iktidarın bir anayasa ve bir yol haritası konusunda, seçim dahil, uzlaşması gerekiyor. Bununla ilgili BM Güvenlik Kurulu kararı var" dedi.

Çavuşoğlu, Suriye'de anayasa konusunda uzlaşının sağlanıp ülkeyi seçime götürecek adımların atılması ve Suriye rejiminin de uzlaşı olmadan ülkede barış ve istikrar olmayacağını anlaması gerektiğini belirterek ölçülü muhalefetin yüksek müzakere heyetini ve kendi sistemlerini oluşturduğunu lisana getirdi.

YPG/PKK'nın yanı sıra YPG/PKK'ya dayanak veren ülkelerin Suriye'yi bölmek istediğini kaydeden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Ama Suriye’nin bölünmesi bizim de işimize yaramaz. Hele hele terör örgütleri tarafından Suriye’nin hudut, toprak bütünlüğünün bu halde zafiyete uğraması bizim de güvenlik bakımından aleyhimize. Bizim için ulusal güvenlik sıkıntıdır. Lakin bu bütünlüğü sağlayabilmek için bu uzlaşının olması gerekiyor, biz bunu söylemeye çalışıyoruz. Bu türlü bir uzlaşı sürecinde de elbette Suriye rejimiyle de diyalogun olması lazım. İstihbarat seviyesinde de şu anda devam ediyor.

İşte (Suriye'deki Esed rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal) Mikdad'la benim kısa bir görüşmem oldu, büsbütün tesadüf oldu, ayaküstü oldu ancak yarın, ileride burada ilerleme olduğu sürece bu bizim rolümüzün daha da katkı sağlayabilmesi için bu çeşit temaslar da olur. Şu anda bu türlü bir şey planlanmıyor lakin Cumhurbaşkanı'mızın 'vakti saati geldiğinde bu çeşit görüşmeler olabilir' demesinin de sebebi budur."