Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ziyaretlerde bulunmak ve imali tamamlanan “Köy Hayat Merkezi”nin açılışı için Bitlis’e gitti.
Güroymak ilçesine bağlı Üzümveren köyünde merasimle açılan merkezin açılışında konuşma yapan Bakan Özer, eğitimde kıymetli adımların atıldığını vurguladı.
Son 20 yılda eğitimde büyük bir ihtilalin yaşandığını ve vilayet ayrımı yapılmadan 81 vilayette çocukların eğitime rahat erişebilmeleri ismine değerli yatırımların yapıldığını vurguladı.
“Gençlerimizin eğitime erişimleri artırıldı”
Okullaşma oranlarının arttığını belirten Özer, “Bakın 2000’li yıllarda 5 yaşındaki okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranları yüzde 11’dir. Yani 5 yaşındaki 100 çocuğumuzdan yalnızca 11’i okula gidebiliyormuş. Şu an yüzde 93. Ortaöğretimdeki okullaşma oranlarımız yüzde 44’lerden yüzde 90’lara geldi. Yükseköğretimdeki okullaşma oranlarımız yüzde 14’lerden yüzde 48’leri geçti. Bu periyotta okul öncesinden ilkokula, ilkokulundan ortaokula, lisesine, yükseköğretimine kadar eğitimin tüm kademelerindeki çocuklarımızın, gençlerimizin eğitime erişimleri artırıldı. Niçin artırıldı? Zira ülkelerin en büyük, en kalıcı, en sürdürülebilir sermayesi beşeri sermayesidir. Beşeri sermeyenin niteliğini artıracak, başka ülkelerle rekabet edecek gençleri yetiştirecek olan şey de eğitim sistemidir.” ifadelerini kullandı.
“Başörtülü öğretmen bayanlarımız bu periyotta başörtüsüyle derslere girebildi”
Başörtülü kızların eğitim alanında yaşadığı şiddetli sürece değinenÖzer, şöyle devam etti:
“Katsayı uygulamasını hatırlayın. Din öğretimi ve mesleksel eğitimle ilgili imam hatip ve meslek liselerine giden öğrencilerin yükseköğretime erişimlerini kısıtlayan ve başarılı öğrencileri bu okul cinslerinden uzaklaştıran bu uygulama da iptal edildi. Hasarın telafi edildiği devir bu periyot oldu. Toplumsal talepler olan imam hatip liselerinin dışındaki liselerde, ortaokullarda öğrencilerimizin Peygamberimizin hayatı, Kur’an ve dini bilgilerle ilgili ders talepleri de bu periyotta giderildi. Başörtülü öğretmen bayanlarımız bu periyotta başörtüsüyle derslere girebildi. Son 20 yıl eğitimde toplumsal taleplerin dikkate alındığı, demokratikleştiği ve tıpkı vakitte okullaşma oranlarının azamî düzeye çıktığı bir devir oldu.” dedi.
“Vatandaşın ayağına hizmetin gittiği bir dönem”
Bakan Özer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eğitime verdiği kıymeti ve son 20 yılda bütçeden en büyük hissenin eğitime ayrıldığını tabir etti.
Desteklerinden ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sunan Özer, “Neden 70 yıl gecikmeyle bu gelişmeler sağlandı? Onu da sizin takdirlerinize bırakıyorum. 20 yıl, hizmet aşkıyla vatandaşın imkanlarını güzelleştirmek için eğitimden sıhhate, altyapıdan ulaşıma her türlü alanda vatandaşın ayağına hizmetin gittiği bir periyoda tekabül ediyor. Hizmet etmekten memnun olan, aşkla şevkle çalışan bir grup var. İnşallah el ele vererek bunları çok daha uygun noktalara taşıyacağız. Eksikliklerimizi biz gidereceğiz.” dedi.
“Köy okullarımızı tekrar öğrencilerimizin hizmetine açalım dedik”
Köylerden kentlere göçlerin olduğu devirlerde Ulusal Eğitim Bakanlığının da bu akışı dikkate alarak taşımalı eğitimi uygulamaya soktuğunu anlatan Özer, şunları belirtti:
“Taşımalı eğitimden yararlanan tüm çocuklarımızın her gün fiyatsız yemek yemelerini sağladık. Bilhassa koronavirüs salgınından sonra artık yavaş yavaş köylere, ilçelere yanlışsız akınların başladığını gördük. Bilhassa koronavirüsten sonra çok kritik bir süreç yaşamaya başladık. Tüm dünyada besinde tedarik zincirlerinde önemli travmalar yaşanmaya başlandı. Tarım tekrar ülkelerin savunma sanayi, güç üzere en kritik alanlarına karşılık gelmeye başladı. Bu da köylere, tarım alanlarına gerçek hareketliliği artırdı. Biz de Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak geçmişte köylerden kentlere, ilçelere, büyük kentlere yanlışsız trendin getirmiş olduğu ancak şu anda bilakis dönen durumda köy okullarımızı tekrar vatandaşımızın, öğrencilerimizin hizmetine açalım istedik. Bunun için gerekli yasal düzenlemeleri yaptık.
Artık öğrenci sayısına bakılmaksızın öğrencilerin olduğu tüm köylerimizde köy okullarını açabileceğiz. Yalnızca bu değil. Köy okullarımızda anaokulu açılmasıyla ilgili 10 öğrenci kriterini de 5’e düşürdük. Yalnızca bu adımla son 6 ay içinde 12 bin bin yavrumuz köy okullarında anaokullarına kavuştu. Şayet köy okulu ve anaokulu olarak kullanma imkanı yoksa bu binaları Halk Eğitim Merkezi olarak kullanacağız. Köylerimizi çok daha güçlü, dinamik, istikrarlı bir hale getirmiş olacağız.” ifadelerini kullandı.
‘Toplumsal mühendislik projelerin hasarları tedavi edildi’
AA’nın transferine nazaran; Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin 2000’li yıllardan çok evvel elde ettiği gelişmeyi son 20 yıl içinde, 70 yıllık bir gecikmeyle yaşayabildiğini aktaran Özer, 2000’li yılların öncesinde eğitim üzerinde toplumsal mühendislik projelerinin tüm hasarlarının da tedavi edildiğini vurguladı.
News
