Süper Lig’in dikkat çeken genç teknik adamı Çağdaş Atan, Asist Tahlil’in Youtube kanalına açıklamalarda bulundu.
Genç teknik yönetici; Kayserispor ile maksatlarını, dönem hazırlığını, Beşiktaş maçını, Sergen Yalçın’ın katkılarını, Yunus Akgün, Arda Güler, Emirhan İlkhan üzere genç oyuncular hakkındaki kanılarını, etkilendiği teknik yöneticileri, yabancı sınırlaması hakkındaki niyetlerini ve çok daha fazlasını Ekinsu Siva ile konuştu.
“Şehirde bir bütünleşme hissediyorum”
İki tane kampı bitirdiklerini belirten Çağdaş Atan, “Artık maç haftasına girdik. Son bir hazırlık maçı oynayıp, lige başlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Daha başlamadan seyircimizle hoş bir sinerji yakaladık. Şu an kentte bir bütünleşme hissediyorum; inşallah bunu lige olumlu manada çeviririz.” dedi.
-Transfer tahtası kapalı. Bu bağlamda Çağdaş Atan’ın yeni dönem planlaması nasıl olacak?
“Kayserispor’la birinci görüştüğümüzde, transfer tahtasının kapalı olduğunu bilerek görüştük. Biz bunu kendi ismimize avantaj olarak kullanmak istedik. Biz kendimizi her vakit metot antrenörleri olarak görüyoruz. Çalışmaya ve çok tekrarın muvaffakiyete götüreceğine inanıyoruz. Korunan takımla birinci günden oyun ideolojimizi oturtup, fizikî yüklemeleri tamamlayıp lige hazır bir halde gireceğimizi düşünüyoruz. Transfer periyodunda elinizden bir sürü oyuncu çıkarıyorsunuz, gelen oyuncular kamptan gelmiyor, adapte olması süreç istiyor. Bizim bu türlü bir durumumuz yok. Ulusal kadroda olan Hosseini ve Gavranovic geç gelse de o açığı kapatmış durumdalar. Ekip fizikî olarak neredeyse hazır, oyun olarak tam istediğimiz durumda olmadığımız nokta var. Oyun planını yüzde 80 oturtmuş bulunuyoruz.
Diğer kadroların transferleri telaş verici. Çok yüksek bütçeli transferler yapılıyor bilhassa büyük kulüplerde. Anadolu ekipleri neredeyse büyük ekipleri yakalamıştı fakat bu sene o makas tekrar açıldı. Biz bu farkı oyunla kapatabiliriz.”
-En güvendiğiniz bölge neresi?
“Ön tarafta yetenek olarak öndeyiz. Orta alanda çok uygun oyuncularımız var. Stoper bölgesindeki oyuncu sayımız az fakat meziyetleri düzgün. Kalede Lung’un gitmesiyle yerli tercihinde bulunduk. Kalecilerimize güveniyoruz. Bilal, Cenk ve 2 adet genç kalecimiz var; onlarla devam edeceğiz. Onlar için de fırsat. Çok fazla eksiğimiz yok öbür bölgelerde. Kimi orta saha oyuncularını sorun olursa, stoper bölgesinde düşünebiliriz. Hamle presi konusunda bayağı yol kat ettik. Geriden oyun kurma kısmında biraz daha adım atabilirsek istediğimize yaklaşmış olacağız.
Bu dönem sakatlıklar ve kimi bölgelerden eksilme bizi yaralayabilir. O yüzden bu dönem fedakarlık ve gayret dönemi. Bu sene gemiyi karaya sağ salim yanaştırmamız gerekiyor. Bunu yaparken Kayserispor’un rekabetçi kadro hissinden uzaklaşmaması gerekiyor.”
-Sezon sonunda kendinizi nerede görüyorsunuz?
“Avrupa gayesini şu an söylemek yaralayıcı olur. İnsanları fazla beklentiye sokmuş oluruz. Bizden bu türlü bir beklenti yok, bizim de kadroya bu türlü bir misyon yükleme durumumuz yok. Evvel bir oyunu göreceğiz sonra bir amaç belirleyeceğiz. Şu an birinci maksadımız ligi sağ salim inançlı bir konumda bitirebilmek.”
“Beşiktaş hazır değilken bunu fırsata çevirebiliriz”
Zor bir fikstürle lige başlayacaklarını belirten genç teknik adam, “İlk 10 hafta ligde 5 tane şampiyon olmuş ekiple oynayacağız. Beşiktaş’la başlıyoruz. Oynayıp, antrenörlük yaptığım bir topluluk. Kıymetli bir maç. Değerli transferler yaptılar, daha tam hazır değillerken bunu fırsata çevirebiliriz. Sakatlık sorunları, eksilen oyuncuları var, en son Rıdvan ayrıldı. Evvel baskıyı seven bir hocaya karşı oynayacağız. Onların zaaflarından azamî halde faydalanmaya çalışacağız. Ön alan baskısından nasıl hasarsız çıkarız onun çalışmasını yapıyoruz. Sampdoria maçını izleyip bir tahlil belirleyeceğiz.” tabirlerini kullandı.
-Sergen Yalçın size ne kattı?
“Sergen Hoca bana futbolu bırakır bırakmaz takımında bir baht verdi. Ben de o talihi kullanmaya çalıştım. Neredeyse lisansımı almadan o grupta işin tozunu yutarak adım adım aşikâr bir kademeye geldik. Ona çok teşekkür ediyorum buradan. Esasen şampiyonluk yaşadı. Geç kalmış olsa da kendi topluluğunda şampiyonluk yaşadı. Onun ismine çok gurur duymuştum. Şu an çalışmıyor. Ona karşı oynamak zevkli. Alanyaspor’dayken ona karşı 2 maç yapmıştık, zevkliydi müsabakalardı. Birini kazandık, birini kaybettik. Bana kazandırdığı çok şeyler var. Büyük ismini nasıl kullanması gerektiğiyle ilgili birtakım datalar alıyorsunuz ondan. Saha içerisinde oyunu okuması, oyuncularla irtibatı üzere hem olumlu hem negatif bir sürü getirisi oldu Sergen Hoca’yla çalışmanın bana. Biz de potansiyelimizi gösterecek alan bulduk onun sayesinde. Potansiyelimizi gören beşerler da bize teknik yönetici olarak baht verdiler ki bu durumdayız…”
-İdol aldığınız bir teknik yönetici var mı?
“Örnek alma ve idol olarak demeyelim de esinlendiğimiz birçok teknik adam var. Guardiola’nın pas oyununu, Klopp’un topu kaybettiğinde baskılı karşı presini, oyun içerisindeki dinamizmini ve kadrosunu, Gasperini ve Torino’nun hocası Ivan Juric üzere isimlerden etkilendiğimi daha evvel söylemiştim. Biz hepsinden biraz biraz esinlenip, kendi yapımıza uygun hale getiriyoruz. Alışılmış ki burada oyuncu portföyü de kıymetli. Guardiola’nın pas oyununu dayatmaya çalışırsak yanlış yapmış oluruz.
Tuchel’in oyun şeklini severim. Geçen sene tahminen de işimizden olmamıza sebep; bir sistem değişikliği yaptık, o bizi fazla tesir altına aldı. Çok değerli antrenörler var bunları takip etmek gerekiyor. Kendimizi güncellememiz gerekiyor. Mourinho çok gözdeydi lakin bir periyot o çağdaş futbolun suratını yakalayamadı. Artık yavaş yavaş Roma’da o trene binmeye çalışıyor. Bir tren var o trene binmeye çalışıyorsunuz. Binemezseniz çok geç kalıyorsunuz. Zira çok değişen bir nesil var. Yeni küme geliyor. Biz o kümenin birinci temsilcilerindeniz. O trenden hiç inmememiz lazım…”
-Yerli teknik yöneticiler ortasında kendi biçiminize en yakın isim kim?
“Bir değişim başladıysa, bunun ben Abdullah Avcı’yla olduğunu düşünüyorum. Olağan ki Fatih Terim’in kazanmış olduğu muvaffakiyetler yadsınamaz, hepimizi çok gururlandırdı. Bir periyot oynattığı atak presli futbolu bizi öteki bir düzeye getirdi. Ulusal ekiplerin oluşumuna da çok tesiri oldu o kadrosunun. Bu nesilden bahsedeceksek, bizden yaş olarak büyük fakat birinci farkındalığı Abdullah Avcı yarattı. Saha içerisinde farklı denemeler, oyunlar kullandı. Karşılığını aldı bu sene şampiyon olarak, onu da buradan tebrik ediyorum.
Onun dışında kendi neslimize gelecek olursak İlhan Palut’u çok beğeniyorum. O da çok büyük gelişim kaydetti. İlhan’la çok güzel arkadaşız. Pro lisans kursunda da beraberiz. Bunu bu türlü söylüyorum alınmayacağı için ukalalık olarak söylemiyorum. Çok farklı bir duruma getirdi kendi oyununu. Topa sahip olan, önde baskı yapabilen, ikinci bölgede baskı yapabilen çok dinamik bir kadrosu var. Emre Belözoğlu’nu beğeniyorum. Başakşehir’de yaptığı şeyler ortada. Fenerbahçe’deki ivmesi ortada. Birinci bakışta Emre Belözoğlu, İlhan Palut ve Ömer Erdoğan’ı söyleyebilirim. Bu yeni neslinin oyununun, gelecek antrenörlere bir yol açtığını düşünüyorum.
Ligimizde de çok farklı konumlarda genç nesilden hocalar var. Kasımpaşa’dan Sami Hoca, Nuri Şahin, Volkan Demirel ve Hakan Keleş’i söyleyebiliriz. Lakin doğal kendime yakın olarak Emre Belözoğlu ve İlhan Palut diyebiliriz.”
-Genç oyunculardan favorileriniz kimler?
“Kulüplerin bulunduğu ekonomik kurallarda düzgün yetiştirmek değerli. Hem yarışıp hem rekabet edip hem üretiyorsanız o en sağlıklısı. Arda Güler çok yetenekli, düzeyi çok farklı. Emirhan İlkhan da çok farklı, onu da çok beğeniyorum. En kısa vakitte yurt dışına çıkabilecek oyunculardan bir tanesi. Arda ve Emirhan başkalarından önde. Olağan ki Yunus Akgün işin tozunu yutarak geldi. Kiralık gitti geldi, ayakta durmayı başardı o rüzgarda.
Kendimiz için konuşursak birinci kampa 8-9 tane genç oyuncuyla başladık. Muhakkak çekirdek bir sayımız var. Bu oyunculardan 1-2 adedini kullanmayı düşünüyoruz. Kayserispor’un önümüzdeki yıllarda faydalanabileceği oyuncular olduğunu düşünüyoruz. Verimli bir u-19 ekibimiz var. Bunu uzun müddetli bir çalışmaya yayarsak; Kayserispor her sene 1-2 tane oyuncuyu üretip satan kendi kendini geçindirebilen, kar eden bir kulüp haline gelecek. Zira kulüplerin öteki yaşama bahtı kalmadı.”
Yabancı sınırlaması hakkında konuşan Atan, “O hususta çekimserim. Yasakların olduğu ortamlarda zıt psikolojiyle daha farklı şeyler çıkabiliyor. Net bir fikrim yok. Lakin âlâ oyuncu, bence uygun oyuncudur. Herkes her ortamda rekabet edebilir. Yabancı sayısı özgür olduğunda da şayet elinizdeki yerli oyuncu genç ve yetenekliyse hiç korkmadan biz bu oyuncuları oynatabiliriz. Yani kıymetli olan oyuncunun güzel olup olmaması. Pasaport yahut kimliği değil; değerli olan oyuncunun o rekabete hazır olması. Genç oyuncuların çok çalışarak krizleri fırsata çevirmesi gerekiyor.
Eğitim sisteminde bir değişiklik yapmamız gerekiyor. Altyapılarda çok daha âlâ eğitimler verip, oyuncu a gruba geldiğinde yüzde 80 hazır olması gerekiyor. Yüzde 100 bekleyemeyiz olağan ki eksikler olacak. Eğitim sistemi berbat olduğu için oyuncular bayağı eksik geliyorlar. Yüzde 50 bile diyemiyoruz bazen. Ne kadar bize az eksikle gelirse; biz onları daha çok kullanırız. Eğitmen kümesini yeterli eğitmenlerden seçip, o oyuncuları a kadroya hazır formda yükseltecek eğitmenler arıyoruz. A kadrodaki gruba dünya para harcıyoruz fakat altyapıdaki antrenörlere o pahası vermiyoruz. Onları genç oyunculara konsantre olması için mali manada rahatlamamız gerekiyor.” değerlendirmelerinde bulundu.
-Yeni dönemde hakemlerimizle ilgili çekinceleriniz var mı?
“Birbirimizi tanıyoruz, bu topluluğun içindeyiz. Ben hiç hakemlerle ilgili konuşmadım. İnşallah konuşmak da nasip olmaz. Ben onlara güveniyorum, onların niyetine samimiyetine inanıyorum. Genç neslin da sahiden onların içinde âlâ geldiğine inanıyorum. Bizim de onlara takviye olmamız gerekiyor. Biz, oyuncular, hakem, taraftarlar olmadan bu oyun olmaz. Bu zincirin bir modülü hakemler. Biz nasıl kusur yapıyorsak, hakemler de alışılmış ki yapacak. Kıymetli olan bunu minimuma indirmek. Hakemlerimizin yeterli niyetine inanıyorum…”
News
