El Ayak Ağız Hastalığı
El Ayak Ağız Hastalığı Nedir?
El ayak ağız hastalığı, özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda daha sık görülen bulaştırıcılığı yüksek viral bir hastalıktır. Bazen daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de çeşitli salgınlara yol açabilir. Hastalık genellikle ateş yüksekliği (38 derece ve üzeri), iştahsızlık, boğaz ağrısı, huzursuzluk, kırgınlık gibi non spesifik grip benzeri semptomlar ile başlar. Ateşin başlangıcından 1-2 gün sonra ağız içinde ve etrafında ağrılı aft benzeri içi su dolu yaralar (herpanjina) oluşur. Bu yaralar genellikle ağzın arka kısmında küçük kırmızı lekeler şeklinde ortaya çıkar, zamanla içi su dolu olan ağrılı kabarcıklara dönüşür ve sonrasında kabukları patlayarak iyileşme sürecine geçer. Bu kabarcıkların oluşma zamanından 1-2 gün sonrasında ayak tabanlarında, ellerin avuç içlerinde, bazen dizlerde, el bileklerinde, dirseklerde, kalçalarda veya genital bölgelerde kırmızı noktalar şeklinde deri döküntüleri ortaya çıkar ve bir süre sonra bu döküntülerde de su toplanmaya başlar. Genellikle ağrısız ve kaşıntısız olan bu döküntülerde zamanla soyulmalar görülebilir. Bazı çocuklarda özellikle 1 yaş altındaki bebeklerde ağız içindeki ağrılı lezyonlar yüzünden yutma güçlüğü gelişir ve yeterli sıvı alamadıkları için vücutlarının su oranı azalır ve bitkinleşirler. Bu hastaların hastaneye yatırılarak uygun sıvı ve mineral desteğine alınmaları gerekmektedir.
El Ayak Hastalığı Nasıl Bulaşır?
El ayak ağız hastalığına neden olan virüsler enfekte kişilerin burun ve boğaz salgılarında (tükürük, salya, balgam, burun mukus salgısı), döküntülerinin kabarcıkları içindeki sıvılarda ve dışkılarında bulunur.
-
Enfekte kişiler ile sarılmak tokalaşmak öpüşmek gibi yakın temas kurulması hallerinde,
-
Enfekte kişilerin öksürme hapşırma durumlarında hava yolu ile,
-
Enfekte çocukların bez değişimi sonrasında dışkıları ile temas kurulması ve gerekli hijyen önlemlerinin alınmaması hallerinde (ellerin dışkı ile temas sonrasında sabunlu su ile yıkanmadan göze buruna ağıza sürülmesi gibi),
-
Yüzeyi el ayak ağız hastalığı virüsü ile enfekte olmuş nesnelere temas sonrasında gerekli hijyen önlemlerinin alınmaması hallerinde (ellerin enfekte dolap, oyuncak, kapı kolu gibi nesnelerle temas sonrasında sabunlu su ile yıkanmadan göze buruna ağıza sürülmesi gibi),
el ayak ağız hastalığı bulaşı görülme ihtimali yüksektir.
Yüzme havuzları ya da su parklarındaki suların yutulması durumlarında, etken virüsle karşılaşma riski düşük de olsa mümkündür. Özellikle el ayak ağız hastalığı ile enfekte kişilerin dışkıları ile kirlenmiş ve yetersiz klorlama yapılmış su birikintilerinin yutulması bu riski arttırır.
El Ayak Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?
El ayak ağız hastalığının tanısı; ayrıntılı bir anamnez (hastalığın öyküsü) alınması ve yapılan fizik muayenede ağız içinde, çevresinde, ellerde, ayaklarda ve eşlik eden diğer bölgelerde (dizler, dirsekler, kalçalar, genital bölgeler gibi) karakteristik döküntülerin saptanması ile konulur. Virüslere bağlı bir hastalık olduğu için genellikle ek laboratuvar tetkiklerinin yapılmasına gerek duyulmaz.
Tecrübeli bir klinisyen tarafından yapılan ayrıntılı fizik muayene incelemesi ve anamnez alınması çoğu zaman tanıyı koymak için yeterlidir.
El Ayak Ağız Hastalığının Tedavisi Nedir?
El ayak ağız hastalığının bilinen spesifik bir tedavisi yoktur. Ancak semptomların azaltılması için aşağıda belirtilen bazı tedbirler alınabilir:
-
Ağrısı veya ateşi olan çocuklarda parasetamol ya da ibuprofen içeren ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler kullanılabilir. (Bu amaçla “aspirin” kullanılmamasına dikkat edilmedilir. Çünkü etkeni virüs olan hastalıklarda aspirin kullanılması “Reye Sendromu” denilen, karaciğer ve beyin fonksiyonlarının olumsuz etkilendiği ve bu organların yetmezlikleri sonucu hayati tehlike riski yüksek olan ciddi bir hastalığa yol açmaktadır.)
-
Ağız içindeki ağrılı yaralar için ağız spreyleri, gargaralar, çeşitli ağız bakım solüsyonları kullanılabilir.
-
Ağrılı ağız yaraları olan çocuklarda yutma güçlüğü de sık görüldüğü için vücut su ve minerallerinin kaybını önlemek amacıyla bol bol su içmeleri ve yoğurt, muhallebi, ılık çorba gibi yumuşak besinler ile beslenmeleri önerilir. Eğer ağız yaraları ileri derecede ağrılı ise ve yutma güçlüğü yüzünden beslenmesi bozulmuşsa bu çocukların hastaneye yatırılmasında ve damardan sıvı ve mineral takviyesi almasında fayda vardır.
-
Vücuttaki döküntüler kaşıntılı ise kaşıntı giderici losyonlar doktor kontrolünde kullanılabilir. Ilık sabunlu suyla yıkanmanın bir zararı yoktur.
El Ayak Ağız Hastalığından Korunmak İçin Ne Yapılmalıdır?
El ayak ağız hastalığından korunmak için geliştirilen özel bir aşı yoktur. Hasta olan çocuklarla temastan kaçınmak ve el yıkamak gibi basit hijyen kurallarına dikkat etmek bu hastalıktan korunmanın temelini oluşturur.
Tuvalete gittikten sonra, bebeklerin bezlerinin değiştirilmesinden sonra, yemek hazırlamadan ve yemeden önce mutlaka ellerin bol sabunlu su ile yıkanması gerekmektedir. Ellerin iyice yıkanmadan gözlere ağıza buruna sürülmemesine dikkat edilmedilir.
Küçük çocukların oyun alanlarındaki enfekte olmuş yüzeylerin (sık dokunulan yüzeyler, ortak kullanılan oyuncaklar, kapı kolları vb.) sabunlu su ve çamaşır suyu ile temizlenmesine özen gösterilmelidir.
El ayak ağız hastalığı döküntülerin çıkmasından 3 gün öncesi ve döküntülerin solup ateşin düşmesinden 5 gün sonrasına kadar bulaştırıcılığına devam etmektedir. Özellikle bu zaman aralığında hasta çocuklarla yakın temastan (öpüşme, sarılma, tokalaşma gibi) ve tabak, bardak, çatal, kaşık, havlu gibi kişisel malzemelerin ortak kullanımından kaçınmak hastalığın bulaşmasının engellenmesi için çok önemlidir.