Almanya Ulusal Ekibi’nin altyaş kategorilerinde yıllarca çalışan, 2013’de Christoph Daum ile Türkiye’ye gelen ve farklı kadrolarda çalışan İrfan Buz, FANATİK’in konuğu oldu. Yeni Malatyaspor’u Üstün Lig’e çıkartan, Bursaspor’u da Avrupa’ya götüren son hoca olan deneyimli çalıştırıcı ile mesleğini, maksatlarını, Avrupa’daki lejyonerlerimizi, genç yıldızlarımızı ve Üstün Lig yarışı başta olmak üzere birçok mevzuyu konuştuk. Artık kelam İrfan Buz’da…
‘İki yabancı antrenörü takımımıza kattık’
Bir müddettir ekip çalıştırmıyorsunuz hocam. Bazen bu süreçler okul üzere oluyor. Siz vazife almadığınız devirlerde neler yapıyorsunuz?
“Çok değerli devirler bizim için. Benim açımdan açıkçası epeyce ağır geçiyor. Avrupa’daki oyuncu portföyünüzü geniş tutmak için her vakit aktüel olmak gerekiyor. Bu nedenle daima maç izliyoruz. Birebir vakitte futbolun aktüel durumundan geri kalmamak, kendimizi güncellemek için seminerlere gidiyoruz. Ben okulumu Almanya’da tamamladım. Orada Pro Lisansı olan hocaların şimdiki kalması için devamlı eğitimler veren kurumlar var, devamlı onlara katılıyoruz. Birebir vakitte takımımızı güncelledik. Almanya’dan Stuttgart’tan, Paco Vaz isimli hocamızı takımımıza kattık. Kondisyoner olarak Pantelis Pantelopoulos’u aldık, Fenerbahçe ‘de de performans antrenörü olarak misyon yapıyordu.”
‘Bir tek Giresun hoca değiştirmedi, onlar da ligde kaldı’
Bir demeciniz var hocam… “Görevde kalsaydım Yeni Malatyaspor’u kümede tutacağıma yüzde 100 eminim. Ayrılığımız erkendi” formunda. O süreç nasıl işledi, kalsaydınız ne değişecekti?
“Buna geniş pencereden bakmamız gerekiyor. Ben Malatyaspor’la, Harika Lig’e çıktım. Hakikaten en az bütçesi olan ekiple birlikte şampiyonluk yaşadık, Malatya kentinin Üstün Lig hasretini dindirdik. Akabinde bir ayrılma süreci yaşadık. Ardından yeniden Hamza Hamzaoğlu’ndan sonra Yeni Malatyaspor’u çok sıkıntı durumdayken, aldık ve ligde tuttuk. Gerisinden yeni bir yapılanmayla, transferlerle lige başlamak istedik. Biz ayrıldığımızda 6 puan vardı, gerimizde Başakşehir ve Giresunspor vardı. Aşağıdaki gruplardan yalnızca Giresun hocasını değiştirmedi ve ligde kaldılar. Burada hem idaresi hem de Hakan Keleş’i tebrik etmek gerekiyor.”
‘Mounir Chouiar’ı biz getirdik’
“Biz de o devirde kimi transferler yapmak istedik. Oyuncu portföyümüz vardı. Mounir Chouiar’ı, Türkiye’ye biz kazandırdık, kimse tanımıyordu. Şu anda Başakşehir’de ve isteyeni çok. Çok kıymetli bir oyuncu. Sağ bek istiyorduk, Tunus Ulusal Ekibi’nin sağ beki Wajdi Kechrida’yı istedik, alamadık. Idrissa Doumbia diye bir oyuncu vardı, alamadık şu anda Alanyaspor’da. Giresunspor’daki Chiquinho’yu alamadık. Tüm bunlar olmamasına karşın çok makûs bir durumda değildik. Yapıyı da bildiğimiz için ligde kalacağımızı düşünüyorduk. Lakin maalesef ayrılık oldu.”
‘Bursa’yı en son ben Avrupa’ya götürdüm, Malatya’yla şampiyon oldum’
Bir röportajınızda da ‘Edirne ötesini hedeflemek ve bunu başarmak ana düşüncem’ kelamlarıyla Avrupa’yı işaret ettiniz. Grubunuza Avrupa’dan isimler kattınız, 5 yabancı lisan biliyorsunuz. Tüm bu parametreler ışığında İrfan Buz’u, Avrupa’da görebilecek miyiz? Şu an İrfan Buz’un önünde hangi mahzurlar var?
“2013’te Christoph Daum ile Bursa’ya geldik. Ardından Bursaspor’da misyon üstlendik. Bursaspor’u en son Avrupa’ya götüren hoca benim. Akabinde Gençlerbirliği’nde çok düzgün bir periyot geçirdik. 5 tane şu anda çok kıymetli olan genç oyunculara talih verdik. Hacettepe’den gelen oyunculara müddet verdiğimizde ortalarında işte İrfan Can Kahveci vardı. Ahmet Oğuz ve Uğur Çiftçi üzere isimleri kazandırdık. Akabinde Samsunspor’a gittik, şampiyon kadroyu kurduk, onlar çıktılar. Yeni Malatya’yla şampiyon olduk, Harika Lig’de tuttuk.”
İrfan Buz, arkadaşımız Atalay Özçelikli’nin konuğu oldu, sorulara samimi cevaplar verdi…
‘Avrupa’ya gitmek istiyoruz’
“Devamlı kendimizi güncelliyoruz şu anda. Avrupa’ya gitmek için lisan çok değerli. Liderlik, motivasyon, aktüel olmanız, grubunuzun kalitesi çok kıymetli… Siz bugün Avrupa’ya gitmek istediğinizde evvel burada kimi başarılı elde etmeniz gerekiyor. Bizim şimdiye kadar Malatyaspor’la şampiyonluğumuz var. Birebir vakitte Üstün Lig’de üstüne koyarak apolet takmanız gerekiyor. Siz yabancısınız, oraya sizi almaları için bunları göstermeniz lazım. Yalnızca lisanları bilmekle yetmiyor, oradaki yapıyı da çok yeterli bilmelisiniz. Empati ve bağlantı gücü yüksek olmalı. Tüm bunların bizde mevcut olduğunu düşünüyoruz. Yeterli bir proje grubuyla bir şeyler başarıp, Avrupa’ya gitmek istiyoruz.”
‘Projesi olan kadroda olsam İrfan Buz şu an diğer yerde olurdu’
Biraz özeleştiri yapmanızı isteyeceğim… Köln Spor Akadamesi’ni birincilikle bitirdiniz. Yıllarca Almanya Ulusal Kadrosu’nun bilhassa altyapılarında vazife yaptınız. Akabinde Türk Ulusal Kadrosu’na scout oldunuz. 5 lisan biliyorsunuz. Bu konjenktürdeki İrfan Buz şu anda olması gereken yerde mi?
“Ben yarışmacıyım, şampiyon oldum, apolet taktım. Net bu. Bir sürü hoca var, ben şampiyon hocayım. Evet 5 lisan biliyorum, hatta artık 6. lisanı öğrenmeye başladım, İspanyolca’yı. Bağlantım çok kuvvetli ayrıyeten başkan bir beşerim. Bugün saha içinde kalabilen, projesi olan bir ekipte olsam İrfan Buz çok diğer yerde olurdu. Benim hedeflerim, hayallerim, isteklerim var. Büyük kadrolar için benim background’um yok. Daum benim için güzel bir referans aslında. Rastgele birini takımına alır mı? Demek ki bir kalitemiz var. Hoş yapısı olan bir kulüp istiyoruz. Alanya, Başakşehir birkaç örneği… Bu istekleri gerçekleştirmek için gayret ediyoruz. O yüzden hala lisan öğreniyorum, o yüzden takımımı yeniliyorum, o yüzden kendimizi güçlendiriyorum. İnanıyorum bir gün olacak.”
‘Ömer Faruk Beyaz gitmeden önce bana soruldu’
Geçtiğimiz aylarda isminiz Stuttgart’la geçti. Liderle pozlarınız vardı. Borussia Dortmund Teknik Yöneticisi Edin Terzic’le dostluğunuz olduğunu da biliyoruz. Avrupa içinde networkunüz var. Bu da değerli değil mi hocam?
“Stuttgart Lider Claus Vogt bizi davet ettiğinde orada fikir alışverişi içindeydik. Edin Terzic’le dostluğumuz 2013’e dayanıyor. Beşiktaş ‘a Slaven Bilic’in yardımcısı olarak gelmişti. Networkünüz çok kıymetli burada. Buradan, oraya transfer olurken bizlere de soruyorlar. Ömer Faruk Beyaz gitmeden önce bana soruldu. Bence biraz erken gitti, oraya. Genç oyuncuların evvel kendi ligimizde oynaması gerekiyor, özgüven sorunu yaşamamaları için. Orada bekleneni verememesi özgüveniyle alakalı. Arda Güler hakkında da bilhassa Almanya’dan birçok değerli isim bana danışıyor, referans alıyorlar.”
‘Türkiye’deki en büyük yetenek Arda Güler’
Özellikle Arda Güler için İsmail Kartal da Jorge Jesus da ‘Korumamız lazım’ minvalinde açıklama yapıp, topluluğun beklediği mühletleri vermiyorlar. Bu durumu olağan karşılıyor musunuz?
“Türkiye’deki en büyük yetenek Arda Güler’dir. Daha 17 yaşında, genç kardeşimiz lakin çok yetenekli. Bu oyuncu oynamadığı takdirde duraklama hatta ve hatta gerileme periyoduna bile geçebilir. Çok dikkat etmek lazım. Ben size çarpıcı bir örnek vereyim. Bayern Münih’te şu an 19 yaşında olan Jamal Musiala var. 2 sene önce Musiala, Bayern’de 11 maça birinci 11’de çıkmış bir oyuncu. Şu anda da devamlı oynayan, A Ulusal Ekip’te müddet alan bir oyuncu. Musiala’nın fizikî açıdan artısı yok, ince bir oyuncu.”
‘Ahmetcan Kaplan örneği…’
“Bizim en büyük yeteneğimiz Arda Güler ise bu oyuncunun müddet alması gerekiyor. Hatta 11’de başlaması gerekiyor maçlara. Siz oynatmadığınız, risk almadığınız takdirde bu futbolcuyu büyük kulüpler nasıl tanıyacak, nasıl büyük paralarla transfer edecek? Ahmetcan Kaplan’dan örnek vermek gerekirse; Ajax 9.5 milyon Euro’ya Trabzonspor’dan transfer etti. Geçen dönem Ahmetcan 13 maçta oynadı. Ajax scouting üzerine çok dominant, geliştirici ve büyük paralara oyuncu satan bir kulüptür. Nasıl aldılar, Ahmetcan’ı? Maçlarına bakarak aldılar.”
‘Bayern, Musiala’ya müddet veriyorsa, Fenerbahçe’de Arda’ya vermeli’
“Arda’dan milyon Euro’lar bekliyorsak o oyuncunun oynaması gerekiyor. Ne olursa olsun Fenerbahçe’de oynaması gereken birinci isim Arda Güler’dir… Saha içine de tesiri çok fazla, şampiyonluk yolunda katkısı çok büyük olur. Arda’nın aslında katma bedeli ve oyuna yararı olmasa bunu söylemem. Lakin şu anda Arda’nın oynamadağı her dakika hem Türk futboluna hem de Fenerbahçe’ye ziyan olarak yazıyor. Arda’yı oynatmak büyük bir risk mi? Asla değil… Şayet Bayern Münih, Jamal Musiala’ya bu mühletleri veriyorsa, ‘koruma’ olayına girmiyorsa, Fenerbahçe’nin de girmemesi gerek.”
‘Ozan Tufan’ın potansiyeline inanıyorum’
Ozan Tufan, Enes Ünal, İrfan Can Kahveci, Mustafa Eskihellaç ve kacı… İrfan Buz tedrisatından geçti bu isimler, meslek başlarında daima siz talih verdiniz. Oyuncu yetiştirmeyi de misyon edindiğiniz bariz açık. Bu isimleri yakından tanıyan biri olarak; Ozan Tufan’ın, Fenerbahçe’deki yaşadıklarını, Hull’daki geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bizim oynattığımız periyotta Ozan Tufan gencecik bir çocuktu. U21’den almıştık. Sonrasında kendisini gösterdi ve bu mesleğe sahip oldu. Genç arkadaşlarımız birtakım periyotlarda inişler çıkışlar gösterebilir. Zihinsel ve mental manada da sorun yaşayınca yanılgı yapabiliyorlar. Futbolcu evvel özeleştiri yapacak, ‘Nerede yanlış yaptım’ diyecek. Sonra kusurunu fark edip devam edecek. Alanya’da mesela düştü, Sergen hoca faktörüyle de çıkışa geçti. Artık Hull’da hocasıyla ortası düzgün, Acun Başkan’la güzel görünüyor. Bu türlü bir ortamda başarılı olmasını bekliyorum. Ben onun potansiyeline muhakkak inanıyorum.”
‘Acun Ilıcalı ve Hull City hakikat yolda’
Hull City ve Üstün Lig yapılanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Acun Ilıcalı, Harika Lig’i yakından biliyor. Bildiği, tanıdığı, görüştüğü isimleri alması doğal, hakikat. Bizi İngiltere’de temsil ediyor, büyük hizmet veriyor ve başarılı olmak istiyor. Çok yanlışsız yolda olduklarını düşünüyorum. Onların muvaffakiyetleri bizi keyifli edecektir.”
‘İrfan Can Kahveci çok daha uygun olacak’
Fenerbahçe’de beklenen İrfan Can Kahveci’yi izleyemedik. Sebebi nedir?
“Geçen sene İsmail hocayla birlikte pik yapmış bir İrfan vardı. Sakatlıklar ve şanssızlıklar da yaşadı. Fenerbahçe’de İrfan Can Kahveci’den daha kreatif bir oyuncu var mı? Kıyaslayabileceğimiz tek oyuncu bu hususta Arda Güler olabilir. İrfan çok kıymetli, başkan özellikli bir oyuncu. Sakatlıklardan ötürü istikrar yakalayamadı. Ben eminim Fenerbahçe’ye ve Türk futboluna büyük katkı sağlayacaktır. Potansiyeline inanıyorum.”
‘Teknik adamlar koltuğunu düşünmemeli, üretkenliği temel almalı’
Yakın periyotta Avrupa’da temsilcilerimiz arttı. Son devirdeki oyuncu ihracatımız, gençlerden beklentilerimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Avrupa’da çok fazla temsilcimiz var. Oraya giden isimler, öteki Türk oyuncular için âlâ referans oluyor. Bunlar tesadüf değil. Ancak unutmamak lazım bu oyuncuların hepsi oynayarak gitti. Teknik adamlar kendi koltuğunu düşünmemeli, üretkenliği temel almalı. Almanya’da bu bir hükümdardır. Gençlere daha çok talih verip, oynatıp, oralardaki sayıları artırmamız lazım. Ancak ben öncelikle bu oyuncuların ülkemizde kalması tarafındayım. Türk futbolseverler potansiyelli gençleri statlarda izlemek istiyor. Evvel burada oynasınlar akabinde Avrupa’ya gitsinler.”
‘Özgüvenleri için mühlet alıp gitmeleri lazım’
Almanya’nın dinamiklerine hakimsiniz hocam. Evet yurt dışında muvaffakiyetle uzunluk gösteren oyuncularımız var ancak Ali Akman ve Ömer Faruk Beyaz orada yapamadı. Neden olmadı?
“İşte yeniden husus yeniden oynama müddetlerine geliyor. Ömer Faruk Beyaz neredeyse hiç oynamadan gitti ve muhtemelen Almanya’da çok önemli bir özgüven sorunu yaşadı. Ali Akman, Bursaspor’da oynadı, goller attı lakin Üstün Lig düzeyi öteki. Harika Lig’de atması, oynaması lazım. Bir de forvet mevkii çok önemli bir bölgedir. Almanya fizikî açıdan çok kuvvetli bir lig. Santrfor olarak oraya çabucak adapte olmak kolay değil. Müddet alıp, Harika Lig’de başarılı olup gittiklerinde adaptasyonu daha sağlayabilirler.”
‘Artık Ulusal Kadro’yla turnuvalara gitmeliyiz’
Oyuncu yetiştirme bazında büyük bir ivme yakaladık, referanslarımızı kuvvetlendirdik ancak A Ulusal Kadro, UEFA Uluslar Ligi’nde küme düştü. Dünya Kupası’na gidemedik. Şampiyonlar Ligi’nde ekibimiz yok. Bütçeler çok yüksek ancak sportif başarımız yok. Evvel sizden sebebini öğrenmek sonrasında da tahlilini dinlemek isteriz hocam?
“Avrupa’da futbol adamlarıyla birlikte olduğumda sahiden şaşırıyorlar. ‘İnanılmaz potansiyelli bir Ulusal Grup’ya sahipsiniz’ diyorlar. Ulusal Grup’ta her maç final niteliğinde. Gerçek oyuncuları seçmek kıymetli. Çok vaktiniz yok zira. Formda olan oyuncuyu da seçmeniz gerekiyor. Kulüpler finansal manada sorun yaşıyor. Yeniden birebir yere geliyoruz; gençleri alana atıp, onlardan ekonomik gelir elde etmeliyiz. Üretkenlik ismine hakikat kulüp tertibi ve takım yapılanmasıyla Türk futbolu üstlere çıkacaktır. Bizim artık Dünya Kupası’nda, Avrupa Şampiyonası’nda yer almamız, hatta kelam sahibi olmamız gerekiyor. Türk futbolunun buna gereksinimi var. Yurt dışında oyuncularımızın, ekiplerimizin kıymet görmesi için de Ulusal Kadro’nun bedeli çok değerli.”
‘Sezon sonu ‘photo finish’ olacak!
Süper Lig yarışı?
“Bizim ligimizde nitekim başarılı olmak için dinamiklere hakim olmak gerek. Abdullah Avcı, Beşiktaş açısından çok kıymetli bir transferdi lakin orada olmadı. Gönderiliş süreciyle de Abdullah hoca orada güç durumda kaldı. Akabinde Trabzonspor’la şampiyonluk yaşaması çok değerli ve kıymetliydi. Jesus, Fenerbahçe’yle yeterli bir giriş yaptı. Valerien Ismael’in de elindeki takım çok kuvvetli. Okan Buruk’un da keza o denli… Galatasaray da son ana kadar kesinlikle yarış içinde olacak. Muhtemelen dönemin son haftasında ‘Photo finish’ olacaktır. Son periyotta izleyeceğimiz en keyifli rekabet olacak üzere.”
‘Bursaspor kısa müddette eski günlerine dönecektir’
Bursaspor’u Avrupa’ya götüren son teknik adamsınız. Kulüp bugün 2. Lig’de. Neden bu türlü oldu?
“Şampiyon ekipten bahsediyoruz… Benim için özel ve farklı hisleri tabir eden bir kulüp Bursaspor. Çok değerli bir taraftarı var, dinamik bir kent. Alt liglerde olmasına üzülüyoruz. Kulüp tertipleri yanlıştı ve buradalar. Fatura maalesef topluluğa kalıyor. Lakin Bursaspor o denli bir ekip ki, en kısa müddette tekrar o coşkulu ve başarılı günlerine döneceklerdir.”
İrfan Buz’la kısa-kısa…
Atmosferi münasebetiyle en çok zorlandığınız deplasman?
“4 Büyükler’in deplasmanı kolay olmuyor. Adana Demirspor da çok kıymetli bir taraftara sahip. Zorlandığımız deplasmanlardan…”
En beğendiğiniz yerli ve yabancı teknik adam?
“Yerli; Abdullah Avcı, yabancı; Jorge Jesus…”
Unutamadığınız bir maç?
“Bursaspor’daki birinci maçım; 2-2’lik Galatasaray maçı. 2-0’dan, 2-2’ye getirmiştik. Bir de Malatya’da şampiyon olduğumuz Boluspor maçı…”
Bu dönem Muhteşem Lig’teki en âlâ transfer?
“Stoperde Marc Bartra, santrforda Wout Weghorst…”
FANATİK ÖZEL / Atalay Özçelikli
News
